4 Ekim 2010 Pazartesi

burası banka değilmiş ki!

herkeslere selam! herşeyin bir ilki vardır derler ve bende bir ilki gerçekleştiriyorum şu anda veee yazmaya başlıyorum... evet yazmaya başlıyorum... haha çok garip çünkü benim gibi konuşmayı, konuşurken eliyle koluyla anı yaşatmayı, yaşatırken meraklandırmayı seven insan... artık yazıyor... aslında yazmayı kişiler üzerine doğum anında giydirilmiş bir üniforma olarak nitelendiriyorum amaa... neyse artık bu üniformayı belki birileri yeter diyene ya daaaaa birileri isyan çıkartıncaya... yada 1-2 saate kadar bırakırım... evetttt... gelelim günün yoruma açık okunası yazısına (evet yaaa sen yazma diyenler var mı) aslında tek elle yazıyorum çünkü diğeriyle anı yaşatıyorum kendime (:
bu gün pazar ve ben kara kara perdelerimi kapatarak akşama ya da bilmedin öğlene kadar uyumak istiyordum amaa olmadı.. zalim çişş öyle bir baskı uyguladı ki bankalarda numaranın kendisine gelip bir an önce o ortamdan kurtulmayı düşünen fatura ödeyicisi gibi yüklendikçe yüklendi... bende yaaa bu böyle olmayacak salalım diyerek güne merhaba demiş oldum... güne merhaba dedim amaa başımdan şöyle birşey geçmişti o aklıma geldi.. haha geçen gün elimden düşüpte camı kırılan kırmızı telefonumu tamir ettirmek için KVK'nın o banka kıvamındaki şubesine götürdüm. sıra numarası aldım oturdum. tabelada yazan sayı 124 ve benim elimde yazan isee 134'tü. 10 kişii evett taam 10 kişi... ama bir kişiye verilen hizmet tam 15 dakika.. neler yapılır bu zamanda off.. offf.....  elinde 130 yazan adam söyleniyor: ne yapıyor bunlar feysbukamı bakıyorlar görmüyoruz bizz.. önümdeki adam telefonda konuşuyor: heyaa kavekadayız bizz çocuk kırmış telefonunu diye.. bir yandan da eliyle yanında oturan karısınada eli ile su işareti yapıyor.. su geliyor ama el gitmiyor bardağaa.. kadın bekliyor... sıkıntııı.. terliyorum ben mi içirsem diyorum içimden... her kafadan bir ses... tabela 127... içeri girenler... güvenlik herkesi inceliyor.. ve bir ses...... BURASI BANKA DEĞİLMİŞ Kİ.... tüm kafalar ortada oturan beyaz tişörtlü kadında toplanıyor... bizler salak, o akıllı gibi bakıyor bizlere... çıkıp gidiyor.. yine uğultu...
bu gün pazar ve deli gibi misikinlik var... hava güzel... hafif yağmur mu yağsaa... kitap mı okunsa... kahvaltıya giden annemi beklense... giden mi dönse... neysee... her neyse.. sonuç şu ki ben yazmaya başladım ve şimdilik yazacağım...

"minnoş"

1 yorum: